+90 535 463 53 33
info@cemozluk.com

Sertleşme Sorunu

İşlemin Yeri

Hastane

Anestezi Türü

Lokal

İşlem Süresi

60 DK

Taburcu Süresi

3-4 Saat

Aktivite Başlangıcı

30 Gün

Erkeklerde sertleşme problemi (iktidarsızlık), “erektil disfonksiyon”, “impotans” (empotans) veya “ereksiyon problemi” olarak da bilinmektedir. Ereksiyon, penisin sertleşmesi, dikleşmesi anlamına gelmektedir. İş ve eş sorunları, ekonomik sorunlar, ruhsal gerginlikler, yorgunluk, ilişkideki diğer problemler vb. nedenlerden dolayı her erkek hayatının bir döneminde ereksiyon, yani sertleşme problemiyle karşılaşabilir. Bu doğal ve olağan bir durumdur. Çünkü her zaman ve bütün koşullarda yeterli ereksiyonun sağlanmasını beklemek olağan bir durum değildir. Fakat ereksiyon problemi sık tekrar eder, ısrarcı olursa ve cinsel birleşmeyi sık engellerse bu durum tedavi gerektirir. İktidarsızlık, cinsel isteksizlik değildir. Boşalma sorunlarından farklıdır. Ve erken boşalma veya kısırlıkla kesinlikle karıştırılmamalıdır. İktidarsız bir erkek orgazm ve baba olabilir. Yani sertleşme sorunu yaşayan bir hasta cinsel istek duyabilir ve sorunsuz bir şekilde boşalabilir.

Yaş faktörü, sertleşme problemi yaşayanlarda (erektil disfonksiyonda) önemli bir yer tutmaktadır. 40 yaş üstü erkeklerde görülme sıklığı artmaktadır. Erkeklerin hayatları boyunca sertleşme ile ilgili sorunlu dönemleri olabilir, ama 40 yaşın altında kalıcı sertleşme problemi nadirdir. Bu oran yaşla giderek artar ve 70 yaşındaki erkeklerde %65 oranında sertleşme problemleri vardır. İlerlemiş yaşlarda yaşlılığa bağlı bir takım değişiklikler meydana gelse de, bu değişiklikler her zaman sertleşme sorununa neden olmaz. Çoğu erkek yaşlılıkta sertlik için daha çok penil stimülasyona (penisin dokunularak uyarılması) ihtiyaç duyar, penisin ereksiyon halindeyken olan sertlik derecesi azalır ve cinsel ilişki sırasında herhangi bir dikkat dağınıklığı, sertliğin kaybına neden olur. Cinsel ilişki sıklığı azalmıştır, ama ilişki aynı oranda tatminkardır. Bu da erkeğin kendini iyi hissetmesi için çok önemlidir.

Ereksiyon, yani sertleşme, sağlıklı bir penis ve sinir sisteminin doğal bir refleksidir. Penisin anatomik yapısında veya sinir sisteminde yaşanan herhangi bir sıkıntıda bu refleks zarar görebilmektedir.

Penisin Anatomisi ve Sertleşme Nasıl Olur?

Anatomik olarak penisin içinde idrar yoluna paralel iki adet corpora cavernosa adı verilen süngersi silindirler vardır. Erkek cinsel açıdan uyarıldığında sinir sistemi penisi canlandırması için uyarır. Penisin adalesi ve penise gelen atardamarları, süngersi silindirlerin içerisindeki sinüzoidleri kanla doldurmak için gevşerler. Bu da organın genişleme ve sertleşmesi ile ereksiyonu sağlar. Sinüzoidlere kanın dolmasıyla birlikte organ içerisinde artan basınç ve gerilme venleri baskı altında alır ve bir nevi dolaşım engellenerek kan akımı ayarlanmış olur. Kan akımının bu şekilde ayarlanması ereksiyonun devamlılığını sağlar. Bu olayın meydana gelmesinde, beyin, omurilik, sinirler, kan damarları, penis düz kası ve hormonlar rol alır. Süngerimsi silindirlerin adaleleri beyin ve omurilikteki özel merkezler tarafından idare edilerek penisin ereksiyon ve gevşemesini sağlarlar. Bu merkezler cinsel temas, erotik uyarılar veya fantezilerden etkilenerek ereksiyonu sağlarken, endişe, güvensizlik, heyecanlanma, korku ve stres de ereksiyonu olumsuz etkilerler.

Sertleşme Sorununun Nedenleri Nelerdir?

Sertleşme sorununun çoğu zaman birden fazla nedeni vardır. Nedenler psikolojik, fizyolojik veya her ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Psikolojik ve fizyolojik nedenlerin birbirinden ayrımı tedavi seçimi açısından önemlidir. Sertleşme sorununun nedenleri 3 ana grupta incelenebilir:

  1. Psikolojik nedenler
  2. Fiziksel nedenler
  3. Psikolojik ve fiziksel nedenler

1-) Psikolojik nedenler:

Stres, sürekli mesleki baskı, meslek ve aile yaşamında başarısızlık duygusu, eşler arasında sürekli yaşanan problemler, bedensel antipati ve kadının gebe kalmasından duyulan korku, başarısız olma korkusu, cinsellik hakkında yanlış bilgilenme veya keşfedilme, reddedilme, üzüntü vb. nedenlerden kaynaklanan anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sıkıntılar sertleşme sorununa neden olabilir. Evlilik ile ilgili sorunlar; ilişkide rol dengelerinin bozulması, kadın eşin baskın karakter yapısı, evlilik ile ilgili olumsuzluklar, iletişim problemleri, aldatılma veya aldatma erkeklerdeki sertleşme problemlerine neden olabilir. Erkeğe bağlı olarak cinsellik ile ilgili olumsuz algılar, katı, kuralcı, geleneksel aile yapısı, katı dini ve ahlaki kurallarla yetiştirilme, hiçbir cinsel bilginin verilmemesi erkeklerdeki sertleşme problemine yol açabilir. Çocukluk, ergenlik dönemlerinde yaşanılan cinsel travmalar; taciz, tecavüz, suiistimal, ensest ilişkiler, ilk cinsel tecrübenin kötü sonuçlanması, bilgi ve tecrübe eksikliği de erkeklerde sertleşme sorunlarına neden olabilir. Hem bilinçsiz hem de intrapsişik ve çiftle ilgili çatışmalar sertleşme bozukluklarına neden olabilir. Bu çatışmaların savunmasız olan erkekte cinsel faaliyete dahil olmak üzereyken ortaya çıkması muhtemeldir. Bununla birlikte, klinikte gördüğümüz ereksiyon bozukluklarının birçoğu daha basit, çok daha kolay düzeltilebilen duygusal faktörler tarafından üretilmektedir. Bunlar, performans anksiyetesini, kadın tarafından reddedilme korkusunu, geçmişte yaşanan ereksiyon zorluğu deneyimi nedeniyle iktidarsızlık beklentisini, kadının tatmini ile aşırı biçimde ilgilenilmesini ve kültürel olarak indüklenen cinsel zevk hakkındaki suçluluk duygusunu kapsar.

Sonuç olarak, yukarıda bahsettiğimiz psikolojik nedenli sertleşme sorunu (iktidarsızlık) her yaş grubunda oldukça sık karşılaştığımız bir problemdir. En büyük ve işlevsel cinsel organ beyin olduğu için uzun süreli devam eden veya yeni başlamış ruhsal travmalar ya da geçmişte yaşanılan ruhsal travmalar sertleşme sorununa neden olabilmektedir. Erkeklerin sertleşme bozukluğuna (iktidarsızlık) tepkileri utanç, suçluluk, kafa karışıklığı, kendine güven sarsılması, bezginlik, yorgunluk şeklinde olmaktadır. Giderek artan performans baskısı sertleşmenin spontan (kendiliğinden) ortaya çıkmasını engellemektedir. Erkek, cinsel partneriyle olan haz duygusuna ve cinsel temaslara yoğunlaşmak yerine “ya erekte olmazsam (sertleşmezse)”, “acaba penisim sertleşecek mi?”, “sertleşmem ilişkinin sonuna kadar sürecek mi?”, “sertleşmem tekrar kaybolur mu?”, “vajina içine girmeden inerse” gibi sorularla bilinçli veya bilinçdışı olarak boğuşmak zorunda kalabilir. Bu olumsuz düşünceler başaramama korkusuna dönüşüp, bir sonraki cinsel ilişkide motivasyon ve performans kaybına yol açıp erkeği kısır bir döngüye sokabilir. Yani sertleşme sorununun ortaya çıkmasında ya da devamında en önemli psikolojik etken performans ile ilgili olumsuz beklenti ve düşüncelerdir. Bireyin performansının yetersiz olacağına ilişkin beklentisi ve yetersiz performans sonucunda ortaya çıkabilecek sorunlar ile ilgili düşünceleri yoğun endişe yaşamasına ve cinsel ilişkiden kaçınmaya, cinsel isteksizliğe, hatta depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Erken boşalma, orgazm bozuklukları ve cinsel istekte azalma da birbirlerine bağlantılı bir şekilde sertleşme sorununa neden olabilir.

2-) Fiziksel Nedenler:

a.) Damarları ilgilendiren hastalıklar:

  • Kalp-damar hastalıkları
  • Hipertansiyon (yüksek tansiyon)
  • Diyabetes mellitus (şeker hastalığı)
  • Hiperlipidemi (kanda kolesterol, trigliserit vb. yüksekliği)
  • Sigara kullanma
  • Leğen (pelvis) bölgesine yönelik ciddi ameliyat geçirme
  • Leğen (pelvis) bölgesine yönelik ışın tedavisi (radyoterapi) alma

b.) Sinir sistemini etkileyen nörolojik hastalıklar:

  • Felçlerden sonra
  • Omuriliği etkileyen travma, darbe, kazalar ve omurilik hastalıkları
  • Beyin dejenerasyonu ile giden hastalıklar (parkinson, multipl skleroz vb.)
  • Beyin tümörleri
  • Sinirleri tutan tip 1 veya tip 2 diyabet (şeker hastalığı)
  • Kronik böbrek yetmezliği
  • Leğen (pelvis) bölgesine yönelik cerrahiler sırasında sinir kesisi

c.) Anatomik ya da peniste yapısal bozukluğa yol açan hastalıklar:

  • Hipospadias, epispadias
  • Mikropenis (küçük penis)
  • Peyronie hastalığı
  • Doğuştan olan penis eğrilikleri

d.) Hormonal bozukluklara bağlı gelişen hastalıklar:

  • Hipogonadizm (kanda testosteron denilen erkeklik hormonu düşüklüğü)
  • Hiperprolaktinemi (prolaktin hormonunun erkekte yüksek olması)
  • Hiper-hipo tiroidizm (tiroid hormonlarının yüksek ya da düşük olması)
  • Hiper-hipo kortizolizm (Cushing hastalığı gibi)

e.) İlaç kullanımına bağlı gelişen sertleşme bozuklukları:

  • Bazı yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar
  • Bazı antidepresan ilaçlar
  • Antiandrojenik ilaçlar (erkeklik hormonu testosteronu baskılayan ilaçlar)
  • Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı (eroin, kokain, marihuana vb.)

Sertleşme Sorununda Risk Faktörleri Nelerdir?

1 – Risk faktörlerinin başında kalp-damar hastalıkları gelmektedir. Kalp hastalıklarına yol açan aşağıdaki risk faktörleri aynı zamanda sertleşme sorunu için de risk faktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır:

  • Düzenli egzersiz yapılmaması
  • Sigara
  • Şişmanlık
  • Yüksek kan kolesterol seviyesi
  • Metabolik sendrom

2 – Kronik hastalıklar önemli bir risk faktörü olarak belirlenmiştir. Bu hastalıkların başında diyabet, hipertansiyon, kronik böbrek yetmezliği gelmektedir.

3 – Kronik hastalıklar için sürekli ilaç kullanımı da risk faktörleri arasında değerlendirilmektedir. 

4 – Bazı ameliyatlar: radikal prostatektomi gibi prostat kanseri ameliyatları, rektum kanseri ameliyatları, mesane kanseri ameliyatları, aorta cerrahisi, kalp bypass ameliyatları sırasında leğen bölgesine ve sinirlere zarar verebilmektedir.

5 – Damar tıkanıklığını artıran faktörler, kalp-damar hastalıkları ve sertleşme sorunu için risk oluşturur.

Sertleşme Sorununun Tanısı Nasıl Konur?

Sertleşme sorunu tanısı koymak için, detaylı bir hikaye alımı, fizik muayene ve laboratuvar testlerinin yapılması gerekir.

Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Tedavide sertleşme sorununun nedeni belirlendikten sonra kişiye özgü bir tedavi planı oluşturulur. Sertleşme sorunu olan kişilere öncelikle diğer kronik hastalıkların (örneğin; diyabet, hipertansiyon) tedavisi ve kontrolü önerilir.

Sertleşme sorununun tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler:

  1. İlaç tedavisi: Sildenafil (Viagra), tadalafil (Cialis), vardenafil (Levitra), avanafil (Stendra) gibi PDE5 inhibitörleri sertleşme sorununun tedavisinde etkin olarak kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, penisin kan damarlarını gevşeterek kan akışını artırarak ereksiyonun oluşmasını sağlarlar. Ancak bu ilaçların yan etkileri ve kullanımı hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Bu ilaçların alınmasının kalp rahatsızlığı olan kişiler için tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.
  2. Penis içine ilaç enjeksiyonu: Penise uygulanan bazı ilaçlar, ereksiyonu sağlamak için direkt olarak penisin içine enjekte edilir. Bu yöntem, ilaçların hızla etki etmesini sağlar ve bazı erkekler için oral ilaçların etkisiz olduğu durumlarda tercih edilebilir.
  3. Penil protezler: Cerrahi olarak penis içine yerleştirilen implantlar, sertleşme sorununun tedavisinde kalıcı bir çözüm olabilir. Ancak bu yöntem diğer tedavi seçeneklerine göre daha invazivdir ve son çare olarak düşünülmelidir.
  4. Davranışsal terapi: Psikolojik nedenlerden kaynaklanan sertleşme sorunlarında, terapi seansları ve danışmanlık yardımcı olabilir. Kişinin düşüncelerini, hislerini ve davranışlarını değiştirmeye yönelik terapi teknikleri kullanılır.
  5. Cinsel terapi: Çiftler arasında cinsel sorunların ele alınmasını sağlayan terapi seanslarıdır. Partnerler arasındaki iletişimi güçlendirerek, ilişkideki sorunların çözülmesine yardımcı olur.
  6. Yaşam tarzı değişiklikleri: Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, sertleşme sorununun önlenmesine ve tedavisine yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sigara ve alkol tüketimini azaltmak, stresten kaçınmak gibi adımlar sertleşme sorunuyla mücadelede faydalı olabilir.

Sertleşme sorununun tedavisi kişinin yaşına, sağlık durumuna, sorunun şiddetine ve kişisel tercihlerine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle tedavi seçenekleri, bir sağlık uzmanı ile detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir.

Erkek Cinsel Sorunları Tedavileri
Talep Formu
Bizimle İletişime Geç
Hemen Bizi Arayın

+90 535 463 53 33